Kızgınlık kelimesi, bir bireyin bir başkası için hissedebileceği nefret veya kızgınlık duygusuyla ilgilidir. Küçümseyen kişi, kızgınlığına neden olan suçu asla unutmaz ve zaman geçse bile bu duygunun kendisinde doğmasına neyin sebep olduğunu her zaman akılda tutacaktır. Bir kişi bir başkası tarafından zarar gördüğünde, bu öfkeyi veya onu yaratana karşı küçümseme yaşayabilir, bu öfke veya reddedilme çok esnek değildir ve tutarlıdır, öyle ki bir kez ortaya çıktığında ortadan kaybolması çok zordur. Açık bir örnek, genç bir kadının bir akrabası tarafından cinsel istismara uğramasıdır; bu durumda mağdur, o kişi için bu duyguyu deneyimleyerek onu güçlü bir şekilde reddettiğini ifade etmesine yol açar.
Ancak, Tanrı'ya inananlar için bu duygu, acı çeken insanların yüreklerinden yok edilmelidir; Hıristiyanlar için, kızgınlık Tanrı'nın İncil'de ortaya koyduğu şeye aykırıdır, çünkü bu onun için ağır bir yüktür. Kimin yaşadığını, onlara hiçbir fayda sağlayamayacak, sadece acı ve yalnızlık getirecek bir kin taşıması iyi değildir. Ruhu inciten her şeyi affetme ve geride bırakma zorluğu, kinci bir bireyin temel özelliğidir, onu geçmişe bağlı kılar, kızgınlığının nedenini defalarca hatırlar. Kişisel yaşamında biraz radikal kararlar vermesi bu tutumdan kaynaklanıyor. Örneğin çok acı çeken bir kızaşk hayal kırıklığı ya da eşi tarafından istismara uğramış bir kadın, bu durumdan çıktıktan sonra, gelecekte başka biriyle ilişki kurmasının zor olması muhtemeldir çünkü kendisi de aynı şeyi ona yapacağına inanmaktadır.
Bireyler bu durumlardan geçerken, terapilere katılmak en iyisidir, bir psikolog veya onlara acı veren her şeyi affetmelerine ve geride bırakmalarına yardımcı olacak bir ruhani danışmanla, elbette bu kolay bir iş olmayacak, ancak hiçbir maliyeti yok önemli olan şey, kişinin kendini iyi hissetmesi ve sakin bir yaşam sürdürebilmesidir. Bazı uzmanlara göre, zamanla bu nefret ve kızgınlık, felç veya kanser görünümü gibi hastalıklara dönüşme eğilimindedir.