Bilim

Kızılötesi ışınlar nedir? »Tanımı ve anlamı

Anonim

Kızılötesi radyasyon, görünür ışıktan daha büyük dalga boyuna sahip, ancak mikrodalgalarınkinden daha kısa olan bir tür elektromanyetik ve termal radyasyondur. Bu nedenle görünür ışıktan daha düşük, mikrodalgalardan daha yüksek frekansa sahiptir. Bu aralık dalga boyları 0.7 ila yaklaşık 1000 mikrometre arasında değişir. Kızılötesi radyasyon sıcaklığı daha büyük 0 herhangi bir vücut faliyetle Kelvin -273.15 dereceye eşittir. Santigrat. Genellikle astronomlarElektromanyetik spektrumun kızılötesi kısmını üç farklı bölgeye ayırırlar: yakın kızılötesi (0,7 - 5 mikron), orta kızılötesi (5 - 30 mikron arasında değişir) ve uzak kızılötesi (30 - 1000 mikron arasında bulunur).

Belirli bir enerji türünün üretildiği yerde üretilen ve belli bir yönde yayılan bu çizgilere şimşek denir. Öte yandan kızılötesi, dalga boyu kırmızıyı aşan radyasyona atıfta bulunan bir sıfat olarak da kabul edilir.

Bu nedenle kızılötesi ışınlar, görülebilen ışığın dalga boyundan daha büyük, ancak mikrodalgaların mevcut dalga boyundan daha küçük bir dalga boyuna sahip bir elektromanyetik radyasyon sınıfını temsil eder.

Antik Çağlardan (Uranüs) beri ilk gezegeni keşfetmekle ve aynı zamanda güneş lekelerini incelemekle tanınan ünlü bir gökbilimci olan William Herschel, optik ışıktan başka bir ışık türü keşfeden ilk kişi oldu. 1800 yılında yaptığı bir deneyde Herschel, güneş ışığını gökkuşağından saçmak amacıyla bir cam prizma kullandı. Bundan sonra, görünür ışığın her renginin sıcaklığını ölçerek bunlara ek açıklamalar yaptı.

Sonuç olarak, termometreyi kırmızının ötesine, çıplak göze ışık gelmeyen bir alana yerleştirdiğinde, termometrenin yüksek bir sıcaklık, yani o bölgede sanki çıplak gözün yapamayacağı bir radyasyon olayı varmış gibi göstermesiydi. görselleştirmek.

Genel olarak bu tehlikeli değildir, özellikle de fiziksel süreçlerle doğal olarak üretilmişse. Bununla birlikte, görünür ışık veya radyo dalgaları da dahil olmak üzere herhangi bir radyasyon biçiminin, çok dar bir büyük güç ışını içinde oldukça yoğunlaşmışsa, potansiyel olarak tehlikeli olabileceği unutulmamalıdır. Isıdan başka bir şey olmadığı için günümüzde insanlar kızılötesi radyasyona dalmış halde yaşıyorlar. Ama tabii.