Fosfor, atom numarası 15 olan ve periyodik cetvelde "P" harfi ile sembolize edilen metal olmayan bir elementtir. Bu mineral vücutta dağılmıştır ve bir kısmı kemiklerde, diğeri ise farklı yaşamsal fonksiyonların geri kalanında bulunur. Bu fosforun canlılar için hayati bir unsur olduğunu göstermektedir.
Bu mineral, nükleik asitlerin (DNA ve RNA) ayrılmaz bir faktörü olduğu için organizma için çok önemli bir element olmasıyla karakterize edilir; insan ve hayvan kemiklerinin ve protezlerinin ayrılmaz bir parçası. Normal fosfor katı haldedir; genel olarak beyazdır, ancak saf halde renk göstermez; hoş olmayan bir kokusu vardır, ışığı fosforesansla yayar, metal değildir.
Fosfor üç şekilde ortaya çıkabilir:
- Beyaz fosfor, bu oldukça yanıcı ve zehirlidir. Yangın çıkarma ve ciddi yanıklara neden olma özelliğine sahiptir.
- Kırmızı fosfor daha az toksik ve daha az uçucudur ve laboratuvarlarda yaygın olarak bulunan ve bunlarla eşleşme de yapılabilen fosfordur.
- Siyah fosfor, grafite çok benzer bir yapıya sahiptir ve yanıcı olmadığı kadar mükemmel bir elektrik iletkenidir.
Biyolojik olarak fosfor, hücrelerin enerji elde etme ve depolama şeklini temsil eden ATP'nin (Adenozin trifosfat) bir parçası olduğu için insan vücudunun metabolizmasında önemli bir işleve sahiptir.
Doktorlara göre yetişkinler bu mineralden günlük en az 700 ila 900 mg tüketmelidir. Şimdi hangi yiyeceklerde fosfor bulmak mümkün? Eh, içinde baklagiller, yumurta, et, balık ya da süt.
Fosfor eksikliği çok yaygın değildir, ancak yetersiz beslenme durumunda kendini gösterebilir, vücudunuzdaki bu mineral eksikliğinden dolayı kendini gösterebilecek semptomlar şunlardır: zayıf kemikler, fiziksel yorgunluk, halsizlik, iştahsızlık, eklemlerde az esneklik vb..
Vücuttaki fazla fosforun böbrek yetmezliğine neden olabileceğine dikkat etmek önemlidir, bu nedenle böbreklerden muzdarip kişilere fosfor bakımından düşük bir diyet yemeleri önerilmektedir.