Skolastisizm, Greko-Latin felsefesinin Hristiyanlığın dini açığa çıkışını daha iyi anlamak için kullanmaya çalıştığı felsefe ve teolojiye dayalı bir okulu temsil eder. 11. ve 15. yüzyıllar arasında katedral okullarında hüküm süren bir doktrindi. Ancak, Greko-Latin akımlarını kucaklamanın yanı sıra Arap ve Musevi doktrinlerini de benimsediği için eğitimi çok heterojen değildi.
Skolastik felsefe, tüm Orta Çağ'ın en önemli bilge olan Saint Thomas Aquinas'ın çalışmalarıyla altın çağını yaşadı. Bu filozof, skolastisizmin en sadık temsilcisiydi ve (Aristoteles'ten sonra), Tanrı'ya giden iki yolu gösteren bilgi ile inanç arasındaki birliği yarattı: inanç ve vahiy ve akıl ve gözlem yolu. duyularla oluşturulmuş; bilimin şu anda sahip olduğu bakış açısına çok benziyor.
Felsefi olarak skolastisizm üç aşamada gelişti:
İlk aşama akıl ve inanç arasındaki ilk özdeşleşmeye odaklanır, çünkü inananlar için Tanrı her iki bilgi türünün kaynağını temsil eder ve hakikat onun temel özelliklerinden biridir, bu nedenle Tanrı bunu yapamazdı. her iki yolu da çürüt. Ve eğer şans eseri bir çatışma varsa, inanç mantığa üstün gelmelidir; tıpkı teolojinin felsefeye üstün gelmesi gibi.
İkinci aşamada, düşünce, akıl ve inancın yalnızca bir ortak noktaya sahip olduğunu sürdürür.
Üçüncü aşama, on üçüncü yüzyılın sonları ve on beşinci yüzyılın başlarında gerçekleşir, burada akıl ve inanç arasındaki ayrım daha yüksekti.
Skolastisizm alanında insanlık, Allah'ın suretinde ve benzerliğinde yaratılmış olup, akıl ve irade kadar önemli özelliklere sahiptir. Skolastisizmin düşüncelerin otorite ilkelerine uyması gerektiğini ifade ettiğini, bu da onların akıl yürütmelerinin otoriteye tabi olması, bilimsel ve ampirik yöntemden uzaklaşılması gerektiğini belirttiğini belirtmek de önemlidir. Bu nedenle skolastisizmin katı bir sistem içinde oluştuğu düşünülmektedir.
Bununla birlikte, 19. yüzyılda skolastisizm biraz daha yenilenmiş göründü ve zengin ama bir şekilde unutulmuş bir teolojik ve felsefi geleneğin içeriğini yeniden değerlendirmeye çalışan neo-skolastizm denilen şeydi. Neo-skolastisizm, neotomizm olarak da tanımlanabilir, çünkü bu yenileme, büyük filozof Thomas Aquinas tarafından felsefe ve teoloji ile ilgili olarak yürütülen çalışmaların derinliğini ve güncellenmesini teşvik etti.