Görülebilen çok çeşitli akıl hastalıkları ve rahatsızlıklar vardır. Bunlar, etkilenenlerin iyiliği için, özel psikoloji ve psikiyatri bilimlerinde tedavi edilir. Bunların arasında, gerçeklikten kopukluk ve sanrılar ile karakterize bir durum olan psikoz öne çıkıyor. Bu bir olan zihinsel durum hastanın kendi ilgili zorluklar yaşar ettiği sosyal çevre, günlük aktiviteleri, kişilik ani değişiklikler ve düşüncelerin örgütsüzlüğünü gerçekleştirmek. Genellikle psikozda görülen semptomlardan birinin bile olmadığı bir kişilik bozukluğu olan psikopatiyle karıştırılır.
Psikozun, hastalığı teşhis etmeye yardımcı olabilecek bir dizi semptomu vardır. Deliryum bunlardan biridir. Bir bireyin gerçekçi olmayan inançlarla yaşadığı ve hastaya göre yaşamları üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilen bir deneyimdir. Şizofreni veya psikotik belirtilerle depresyon gibi ondan kaynaklanan hastalıklarda bulunması mümkün olduğundan, tipik bir psikoz olarak kabul edilir. Bazı durumlarda profesyoneller hezeyandan ruhsal hastalıkların "ateşi" olarak bahsetmeyi tercih etseler de, birçok psikolojik hastalıkta ortaya çıktığı için kesin bir yargıya varılamaz, yani belirsizdir.
Sanrılar üç gereksinimi karşılamalıdır: basit bir yapıya dayanan çeşitli "mantıksal" inançlarla desteklenmelidir; düzeltilemez olması, kişinin kendi deneyimleriyle kanıtlanan bir gerçek; ayrıca, nesnenin hareket ettiği ortam için uygun olmayabilir. Kişinin yaptığı açıklamalar yeterli görülmediği için, "dünyaya gösterilmesi gereken inancın" veya " açığa vurulması gereken gerçeğin " nasıl elde edildiği ile de tespit etmek mümkündür. İnançlarının mantığa oturmadığı gösterilse de, hastalar onları onaylamaya ve başkalarını da onlara inandırmaya devam edecek.
Sanrıların klasik sınıflandırması, onları iki büyük gruba ayırmayı önerir: en önemli özelliği, iddialarını desteklemek için sürekli olarak diğer bireyleri aramak olan vergi sanrıları ve çevreden uzaklaşmayı seçtikleri savunma sanrıları sosyal, kendini tamamen izole ediyor.