Psikoloji

Yabancılaşan nedir? »Tanımı ve anlamı

Anonim

Temelde, yabancılaşma insanı etkileyebilir çok tipik psişik durumdur ve bu oluşan akıl kaybı, ya geçici olduğunu, bozukluk biraz daha uzun sürer ve daha sonra kişinin geri yönetir, normal zihinsel durumu. Ya da başarısız olursa, kişiyi sonsuza dek etkileyecek kalıcı bir yabancılaşma olabilir.

Yabancılaşmış sıfatı, zihinsel yeteneklerini kaybetmiş olanlara uygulanır. In Aslında, yabancılaşmış araçlar yabancı ve Latin yabancı geliyor. Birisi ona yabancıysa, bu onun muhakemesinin bir değişikliğe uğrayacağı anlamına gelir. Bu yaklaşım, yabancılaşmış terimini demansla eşanlamlı olarak kullanan bir disiplin olan psikiyatri tarafından savunulmaktadır. Aksine, psikanaliz, yabancılaşmış bireyin, aslında bilinçdışından veya kendi iradesinin ötesine geçen baskıcı unsurlardan kaynaklanan inançlara sahip olduğuna inanan kişi olduğu fikrini savunur.

Yabancılaşmış kişi, kimlik kaybıyla karakterize edilir, bu, bireyin kişiliğini bastırdığı ve ardından dış dünyanın gösterdiği ve önerdiği şeye uydurulduğu anlamına gelir. Kendi varlığına göre hareket etmeyecek, yabancılaşma halinin bir sonucu olarak tamamen tersi bir şekilde hareket edecektir.

Bu kavrama farklı açılardan yaklaşılmıştır, sosyoloji, din ve açıkçası psikoloji, diğer disiplinlerin yanı sıra bu fenomeni ele almıştır.

Bazı Hristiyan düşünürler, insanın doğduğu ilk günahın, insanın yabancılaşmasının bir ifadesi olduğunu düşünür. İnsan, olduğu şey olmaktan çıktı ve bir başkası oldu. Bu bir yabancılaşma halidir, bireyin farkında olmadığı bir tür deliliktir.

Bu arada, Alman filozof Karl Marx, bu durumla en çok ilgilenenlerden biriydi, bu durumu yazıları ve konuşmalarıyla yaydı.

Marx, özel mülkiyetin, bir toplumun en alt ve en çok ezilen sosyal katmanlarının maruz kaldığı yabancılaşmanın ana nedeni olduğunu savundu. Diğer bir deyişle, sosyal sınıfların varlığı ve önerilen farklılaşma, onun en alt seviyesinde olanlarda yabancılaşmayı tetikleyen şeydir.