Vakum, belirli bir kap veya boşluk içinde maddenin olmaması olarak anlaşılır; başka bir deyişle, içeriği olmayan bir şeyden bahsediyoruz. Varoluşsal kelime, kendi açısından, varlığın, özellikle de insanın varlığıyla ilgilidir; çok daha geniş anlamda, hayati durum veya tutumdur. Bir duygu olarak boşluk, bireye, belli bir zihinsel dengesizliğin ürünü olabilecek ya da gelişirse ortaya çıkmasına neden olabilecek bir dizi özellik yükler. Bu tabloya varoluşsal faktör eklendiğinde, bu belirtiler üzerine birlikte hareket eden kişinin hayatının anlamını, varlığını yitirdiğini ifade eder.
Bazı durumlarda boşluk, bir kişinin keder veya üzüntüyü işlemesinin yollarından biri olabilir. Genel olarak sosyal yabancılaşma, ilgisizlik, can sıkıntısı, yalnızlık ve umutsuzluk hissi, distimi ve çok daha ciddi durumlarda majör depresyon gibi davranışlar olarak kendini gösterir. Kültürel bağlamda, bu duygunun farklı bir çağrışımı vardır. Bu arada batı dünyasında boşluk, yukarıda belirtildiği gibi genellikle olumsuzluk ve psişik ruhsal teşhislerle ilişkilidir. Ancak Doğu'da bu, özellikle Budizm ve diğer Dharmik dinlerle ilgili olanlarda bir gerçekleşme durumu olarak görülür.
Varoluşsal boşluk, endişe verici büyüklükteki tıbbi koşulların bir belirtisi olabilir. Genel olarak, daha önce bahsedilenlere benzer belirtiler gösteren kişilerin, psikoterapistler, psikologlar ve gerekirse psikiyatristler gibi psikolojik uzmanlarla konsültasyona başvurmaları önerilir.