İnsan kaçakçılığı, kişileri kaçıranların (çoğu durumda) geldikleri farklı bir millete seferber edilmesi ve yasadışı girişidir, insanları kendi ülkelerinin dışına taşıma amacı sıklıkla sömürülmektir ve bu eylemi yapan bireyler için parasal bir faydadır. Bu tür suçların mağdurları, sık sık bir ülkeye giriş yapmak isteyen, her türlü yolu kullanmaya istekli, böylece tuzağa düşen ve bu uluslararası suçluların ağında bulunan kişilerdir, çünkü onların emrinde olanlar, etkilenenler tamamen savunmasızdır kendilerine sağlanan her türlü kötüye kullanımmağdur edenler.
İnsan ticareti doğrudan insan ticaretiyle ilgilidir, her iki durum da kurbanlarının sahip olduğu yalnız ortamdan yararlanan vicdansız kişilerden kaynaklanmaktadır; İnsan ticareti, bir bireyin tehdit ve kötü muamele altında bulundurulması, şiddetin ürünüdür. O halde insan ticareti ve insan ticareti, kurbanların saldırganlarının emri altında oldukları ve kendisine gelen tüm istekleri yerine getirmeleri gereken modern çağda köleliğin bir biçimi olarak görülüyor; en yaygın olanı, fuhuş, uyuşturucu kaçakçılığı veya kaçıranların doğrudan ellerini lekelemek istemediği herhangi bir eylem dünyasında söz konusu bireyleri sömürmek için uygulanmasıdır.
Sonuçları insan kaçakçılığı ve insan ticareti kurbanı olma fiziksel ve zihinsel bireyin tüm alanlarını etkileyen çok ciddi şunlardır:
Original text
- Fiziksel düzeyde: yetersiz beslenme, uykusuzluk bozuklukları ve kötü hijyenik alışkanlıklar gösterebilirler, buna vücuda zararlı maddelerin (ilaçlar) tüketimini eklerler; Her tür cinsel yolla bulaşan enfeksiyon (HIV), renal ve (kadınlarda durumunda) rahim komplikasyonlar da dahil edilmelidir.
- Psikolojik düzeyde: Duygusal düzeyde sevgi, dürtüsel davranışların gelişmesine yol açan utanç ve değersizlik düşünceleri, bireyin kendine zarar verici davranışlarda bulunduğu (intihar), diğerleri ise sürekli tehlikede olma hissi nedeniyle görsel ve işitsel halüsinasyonlar sergileyebilir.