Eşitsizlik, bazı sosyal açılardan, cinsiyet ve diğerleri arasında eşitsizlikle aynı olan eşitliğin tam tersidir. Bu nedenle eşitsizlik, bir adaletsizlik unsuru olarak kabul edilir.
Dünyanın birçok yerinde, bazılarında diğerlerinden daha fazla, çok fazla eşitsizlik var, ancak bu terim medeniyetin başlangıcından gelen bir şey. Buna ek olarak, bu mücadele için mücadele birçok dernekler vardır, ama etmiştir olmuş nedeniyle büyük çabalar dünyanın kovmak eşitsizlik onlar için çok zor.
Sosyal düzey, bu tür durumların en çok görüldüğü yerdir, daha fazla kaynağa sahip sosyal sınıflar, belirli bir bölgede üretilen ürün ve hizmetlere sorunsuzca erişebilirler. Aynı şekilde, aynı toplumun aynı ürün ve hizmetlere erişecek kaynaklara sahip olmayan sektörleri de vardır, bu nedenle canlı bir eşitsizlik örneği görülebilir.
Bu tür sosyal eşitsizlik durumları en çok görülen durumlardır ve bu nedenle gerekli kaynaklara sahip olmayanlar, ürün ve hizmetleri satın alacak olanlardan farklı muamele görme eğilimindedir.
Öte yandan toplumsal cinsiyet açısından kadınlara karşı çok eski bir eşitsizlik var ve zamanla azalmasına rağmen bugün yüzde yüz aşıldığı söylenemez.
Çalışma ortamlarıyla ilgili olarak, daha kesin olarak hiyerarşik pozisyonların performansında, örneğin, erkeklerin birincil rolünün hala kadınların aleyhine korunduğu yerdir.